1 Ekim 2014 Çarşamba

Hatalarımdan aldığım derslerden, sınıfta kaldım... İyi ki de kaldım.

14 yaşımdan beri günlük tutuyorum. Önceleri her gün yazarken sonraları ara ara yazmışım. ama malum büyüdük meşgul insanlar olduk. Sanki iyi bir şey. Neyse, arada dönüp okurum günlüğümü. Hem geçmişte ne kadar gerizekalı olduğumu görüp şu anki halime şükretmek için; hem de hatalarımdan ders çıkarmak için. Günlüğümde "geleceğe notlar" yazan bir de bölüm oluşturmuşum o sıralar. Şunu yap, bunu yapma falan yazıyor. Yani tabii ki benim gibi uslanmaz biri için tarih tekerrürden ibaret. Ne yapma yazdıysam hepsini tekrar tekrar yapmışım. Ya yeteri kadar dersimi almıyorum ya da yaptıklarımdan pişman olmadığım için aynı şeyleri yapmaya devam ediyorum sanırım. Onu tam ben de anlayamadım. Anlasam tekrarlamazdım herhalde.

Ha geleceğe notlar deyince öyle kafanızda mükemmel hayat tavsiyeleri falan belirmesin. Bir iki tane o tarz şeyler de var ama genelde şu şekilde şeyler var. Mesela "saçının önünü kakül kestirme, asla ama asla bunu yapma" yazmışım. üzerine iki kere daha kestirip ne kadar çirkinim diye ağlamışım.

"Her hastalandığında ya da başın ağrıdığında doktora gidip ölüyorum diye ağlama. Ölmüyosun işte. Bu kaçıncı. Tamamen. psikolojik" yazmışım. Bunu hala yapıyorum mesela. Hayır bi de neden acaba bildiğim halde hala yapıyorum onu da bilemiyorum.

"İnsanlara hemen güvenme. İyi insanlar da var OK ama herkese çabuk güveniyorsun sonra kalbini kırıyorlar. Biraz mesafeli ol" yazmışım. Tabii ki bunu da beceremedim. Zaten bir altında yazdığım maddeden de belli sözümü tutamamışım ki kendime daha sert çıkışmışım.

"Şu çeneni bir tut ya. Daha ilk beş dakikada insanlara hemen tüm hayatını anlatıyorsun. Çenen tutulsun. Sana insanlara güvenme demedim mi" Olaya bak. Bunu da hala yapıyorum. İnsanlara hemen güvenmeme ya da mesafeli olma eğitimi alabileceğim bir yer varsa önerilerinize açığım valla.

"Çamaşır suyu döktüğün lavaboya kahve dökme çok iğrenç kokuyo, önce çamaşır suyunu yıka" yazmışım. Ya bu ne saçma bi şey bunu neden yazmışım...

"Her şeyi tek başına halledemezsin, insanlardan yardım istemeyi öğren. Biri etmezse diğeri edecektir. Dene bakalım" Ya bunu mümkün değil yapamıyorum. Varsa yoksa ben köpek gibi yardım edeyim herkese, kendimi işe yaramış hissedeyim. İnsanlar benim sayemde mutlu olsun diye düşüneyim. Ama iş kendim için yardım istemeye gelince. Sıfır. Kendim için başkalarından bir şey isteyemiyorum. Başkaları için bile başkalarından bir şey isteyebiliyorum ama iş kendime gelince... yok... elde var sıfır.

Yani daha bir sürü madde var tabii. Bunlar böyle birkaçı. Asla ve asla uygulayamamışım. Madem uygulamayacaksın neden karar alıyorsun ki? Belli işte huylu huyundan vazgeçmiyor. Yine insanlara güveneceksin, yine seni hayal kırıklığına uğratacaklar, yine bin yerinden kırılacaksın. Yine o kahveyi unutup çamaşır suyu döktüğün lavaboya dökeceksin ve o pis havayı ciğerine çekeceksin. Çünkü hayat böyle. Öğretene kadar iyice bir dövecek seni. istediğin kadar not al ya da gelecekten 90 yaşındaki halin gelsin şunu yap bunu yapma desin yine de o hataları yapacaksın. Ha öğrendiğinde belki iş işten geçmiş olacak ama olgunlaşma dediğimiz şey yıllar alan bir şey. Çok düşünmeden gelişine yaşamak lazım.

Tıpkı Athena'nın şarkısında söylediği gibi...

Hayat benim her animi yasadikça sevesim var 
Aldirmam hiç yagmurlara 
Benim güzel hatalarim var 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder